Benim güzeller güzeli anneanneciğim;
Seninle hatırladığım ilk anım sıcacık kucağın ve ince, narin, yorgun, sanatçı ellerin… Bana ceviz içi soyuyorsun. Apak cevizleri, verdiğin emeği izleyerek ve sabırla bekleyerek o en güzel haliyle lüpletiyorum. Cevizin o en zor kıvrımlarını bile es geçmeyip, ince kabuğu ve altındaki zarı çıkarıyorsun. Kucağının sıcaklığı, cevizin tüm acılardan arınmış tadı ve bahçenin güllerinin sinene taşınmış kokusu…
İşte böyle başladı seninle dostluğumuz! Evet, sen benim dostumdun ve en büyük öğretmenim. Senden tasavvuf adabını, sabrı, emek vermeyi, yaşama azmini ve en önemlisi sevmeyi öğrendim.
Cevizi zarından, güzel çiçekleri ayrık otlarından arındırmayı, civciv ile yumurtayı, meyvenin olgununu, estetik ve sanati, kefir süzmeyi, doğru ve güzelden keyif almayı hep sen öğrettin.
Gün aydınlanmadan köşe yazarlarını takip etmeyi, haberleri kaçırmamayı, birey olmayı, sorgulamayı, hayata tutunmayı ve aşkı başa koymayı… Aşk için ödün vermeyi senden öğrendik. 13 yaşındaki saflığı ölene dek koruyabileceğimizi ve her zerre ile sevebileceğimizi… <3
Yani hayatı ahkâmıyla yaşamayı hep senden öğrendik.
Sana dair hislerim kelimelere sığmaz benim tatlı, gül kokulu sineli sevgili anneanneciğim. Seni çok seviyorum. Iyi ki varsin. Nurun hala bizleri aydinlatiyor…
Ressam Vesile Muzaffer Kargı anısına
(Fotoda sol basta)